Stadlarda Polis Terörüne Dur De...

Stadlarda Polis Terörüne Dur De...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Acı, kan, gözyaşı varken söz bitmiştir...














Acı, kan, gözyaşı varken söz bitmiştir...

2 Şubat 2010 Salı

Doping Kepazeliği Organize İşmiş...

Efes’ten açıklama bekliyorum

İtiraf ediyorum. Efes Pilsen’e karşı bir brand loyalty-marka bağlılığım var. Yani hiçbir mantıklı sebep olmaksızın takım tutar gibi bir markayı tutma aidiyet hissetme hali bende Efes’e karşı mevcut. Hepimizin vardır böyle takıntıları. Bunun basketbol takımının Avrupa’da kazandığı başarılarla bir ilişkisi var mı bilmiyorum. Ama hiçbir sportif aktiviteye dahil olmayan başka markalar için de aynı hislerim var. Bunu kazanmak şirketler için kolay değildir. Kaybetmekse bir anda olur.
Ve konu Efes Pilsen’se benim durumumda olanlar herhalde Efes Pilsen basketbol takımını tutanların milyon katıdır. Dolayısıyla TBF Başkanı’nın Kerem Gönlüm’de çıkan maddeyle ilgili yaptığı aşağıdaki açıklamaların da şirket tarafından bir daha değerlendirilmesi kamuoyuna duyurulması gerekir.
Bakın işin başındaki adam ne diyor:
“Kerem Gönlüm’de çıkan madde kurayla çekilen iki oyuncuda da bulununca bunun tesadüflüğü ortadan kalkıyor.”
“Oyuncu da savunmasında nereden girdiğini bilmediğini söyleyerek konunun çözümüne pek yardımcı olmadı.”
“Türkiye’ye girmesi yasal olmayan bir maddenin maç günü iki oyuncuda birden çıkmasının soruşturulması gerek”.
Başkanın kimi kime şikayet ettiğini anlamadım. Soruşturmayı kim yapacak? Mevzuuyu kim aydınlatacak bilmiyorum? Ama ben kendi adıma Efes Pilsen’e, yani tutuğum şirkete sormalıyım:
Çünkü aşağıda soracağım sorular uzun süredir konuşulan artık dedikodunun önüne geçmiş bir hikayenin doğru ya da yanlış olduğunu bize gösterecek.
1-Bu maddenin kanda sıfırlanma süresi çok kısa olduğu için tercih edildiği
2-4 kişinin organizasyonuyla İsrail’den getirtildiği
3-3. maçtan önce oyunculara avuçla şekerleme şeklinde dağıtıldığı
4-Doping listesinde olduğu söylenmediği ve ‘enerji verir alın’ diyerek oyuncuların cesaretlendirildiği
5-İki ABD’li oyuncunun bunu almayı reddettiği, diğer herkesin aldığı
6-Kerem Gönlüm’ün aldığı maddenin doping statüsüne girdiğini çok sonra anladığı ve yıkıldığı,
yönündeki söylenti sizin de kulağınıza geldi mi? Bu böyle konuşulurken, bizzat Federasyon başkanının açıklamaları da bu duruma tuz biber ekmişken, bize bir açıklama borçlu değil misiniz?

Mehmet Demirkol (Milliyet)

16 Ocak 2010 Cumartesi

KAMUOYUNUN DİKKATİNE ! Tanjeviç GO HOME!

Haydi dedik, çıkarsak bir sonraki tur başımıza gelecekler bu grupta gelenlerden daha kötü olacak ama haydi dedik son kez susalım Kaunas maçı bitene kadar. Kazansak, kaybetsek, elesek, elensek fark etmeyecekti… Maç sonunda bağıracaktık “Tanjeviç İstifa” diye… Zaten bizim bildiri yazmamız, insanları protestoya davet etmemiz aslında bir mesajdan ötesi değildi. Her Fenerbahçeli durumun farkındaydı ve maç bitene kadar takımına destek verecek, maç sonunda ise “Tanjeviç İstifa” diye haykıracaktı.Bizim tepkimiz Tanjeviç’in geliş şeklinden, sözleşmesine, oynattığı basketboldan, eleştirilmezliğine, yönetimin tüm ipleri eline vermiş olmasından basketbol takımımızın federasyon başkanı ve Mahmut Uslu ikilisinin elinde oyuncak oluşunaydı.Turgay Demirel - Mahmut Uslu ikilisi tartışmasız Türk basketbolundan temizlenmesi gereken ilk on isimden ikisidir. Ergin Ataman – Kerem Gönlüm ve Galatasaray basketbol şubesi ile Galatasaray’ı adeta aklayan tahkim kurulu sıralamada bu isimlerden sonra gelirler. Tanjeviç’i ayrı tutuyoruz. Hayatının en güzel günlerini burada yaşıyor. Milli takım başarısız, Fenerbahçe Ülker hezimetlere alışmış, ses eden yok, hesap soran yok. Maaş tıkır tıkır ödeniyor. Salonlar boş, takımımız neredeyse hedefsiz…Peki, Sayın Aziz Yıldırım bu kadar rezillik ortadayken siz ne yapıyorsunuz? Salonu ilk siz terk ediyorsunuz. Sarı Lacivert renklere âşık Aydın Örs’ü TBF - Mahmut Uslu çetesine yem ediyorsunuz. Her geçen gün kötüye giden şubeyi sırf “Ben bilirim” inadınız yüzünden mahvediyorsunuz. Aydın Örs sonrası yaşanan başarısızlıkların sorumluları ilk başta Sayın Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu’dur. Bogdan Tanjeviç, Nedim Karakaş, Remzi Dilli, teknik heyet ve oyuncular en az baştakiler kadar bu rezaletin ortaklarıdır. Sayın Aziz Yıldırım, yanınızdaki kişileri ve egonuzu Fenerbahçe’nin + Fenerbahçelinin üstünde görme alışkanlığınız sadece senelere değil, on milyon dolarlara mal olmaktadır. Artık aynaya bakınız ve ilk suçlunun kendiniz olduğunu görünüz. Yapmanız gerekenleri hepimizden iyi biliyorsunuz ama egonuz buna müsaade etmiyor.
Mahmut Uslu’yu yönetim kurulundan çıkartınız, Tanjeviç’in görevine son veriniz ve Turgay Demirel Federasyonu’ndan hesap sorunuz. Basketbol şubesinde Nedim Karakaş-Remzi Dilli gibi isimleri değiştiriniz.

Fenerbahçe’mizi, Galatasaray ve Efes lobisine kurban ettiniz, Turgay Demirel-Mahmut Uslu ikilisine esir ettiniz, ARTIK YETER!




Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı olduğunuzu hatırlayın. Fenerbahçe’nin HAKLARINI KORUYUN ve SAVUNUN.




Fenerbahçe’mizin basketbolunu bu hale getirenlerden hesap sorun.




MAHMUT USLU’yu, BOGDAN TANJEVİC’i ve TURGAY DEMİREL’i


İ S T E M İ Y O R U Z !




FENERBAHÇE TARAFTARLARI


FENERBAHÇE BASKETBOL GÖNÜLLÜLERİ

10 Aralık 2009 Perşembe

Aziz Fenerium taraftarları!

Taraftar-kart ve Fenercell sayısında ezeli rakiplerinize açık ara fark atmanıza rağmen, bu sayıları önümüzdeki günlerde ikiye, üçe katlamak için ne duruyorsunuz? Teğet geçen kriz günlerinde hamdolsun, hemen de gevşiyorsunuz! Sultan Aziz’in vaatlerini, özellikle 3 sene üst üste şampiyonluk vaadini nasıl tutmasını bekliyorsunuz? Futbolcularımızın Bugatti’lere binmesini istemiyor musunuz? Bakın, futbolcularımız 300-500 bin TL’lik arabalara biniyorlar, tabii akabinde aşırı hız yapıp yoldan çıkarak taklalar atınca elleri kolları kırılıyor; daha güvenli arabalara binmek bu gencecik çocukların da hakkı! Fenerium taraftarları, Fenerium’lardan daha fazla ıvır zıvır alarak Duble Kazım’ın daha iyi arabalara binmesini sağlamalısınız, futbolcunuza lütfen sahip çıkınız! Lüks otellerin kral dairelerinde, yüksek surlarla çevrili, yüksek korumalı sitelerde bütün gün idman yapmakla yetinmeyen futbolcular, geceden sabaha kadar parti parti çılgın idmanlar yapmaktalar. O kadar çok idman yapmaktadırlar ki sahada yürüyecek halleri kalmamaktadır. Bugünlerde idman ve maç öncelerinde, onlara tepsi tepsi tereyağlı-viagralı baklavalarla hep destek tam destek olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız? Hangi görevi yaptığını kendisi de bilmeyen Aykut Kocaman’dan bütün sorunları çözmesini beklemek ona kocaman bir haksızlık olmaz mı? Yerli malı yurdun malı eroin kullanmayıp da Kolombiya menşeli kokain kullanan, istiklal marşını sular seller gibi okuyan Herr kokainman Daum, 24 saat çalıştığı yetmez gibi, herhalde kokain etkisi ile “25 saat” çalışarak takımı bir yerlere getirmeye çalışıyor!Sizler nasıl 24 saat osura osura uyursunuz; gidin, Fenerium’lardan alışveriş yapın, sevdiklerinizle Fenercell’den konuşun, ne duruyorsunuz?! Fenerbahçe’nin haklarını daha iyi korumak için kulüpler birliğinden istifa edip “genel istek üzerine” ertesi gün çark ederek devam kararı veren Aziz sultanımızın sırtındaki yükleri hafifletmek için boş zamanlarınızda müteahhitliğini yaptığı inşaatlarda bedava amelelik etmemek için sizi kim tutuyor?Fenerium taraftarları, gün birlik günüdür. Damarlarında sarı-lacivert asil kan dolaşan siz! Zeki, çevik, ahlaklı futbolculara sahip olan siz! Kim tutar sizi, kim? Ezeli rakipleriniz sahalarda sarı-kırmızı parçalı formalarını daha da parçalarken, 5’e doldurduğunu 50’ye satan “tüp çocuk” başkanlık yarışına girerken, 3 sezon sonra 4 yıldızlı Fenerbahçe formalarını Fenerium’dan almak için saldırın! Gün bu gündür Fenerium taraftarları, saldırın! Fenerium’un raflarını boşaltın!Aslında iki maç seyircisiz oynama cezası Fenerium taraftarını etkilemez; Fenerbahçe yıllardır 5 yıldızlı stadında seyircisiz oynuyor zaten! Aslında maçlar Samandıra’da oynanabilir. Stadın tamamı da bir mağaza haline getirilmeli. Boklu dereden akacak pislik Papazın Çayırı’nda durmaz.Biz futbolun Fenerbahçe’sini sevenler, bugünlerde Fenerbahçe diye bize yutturulan bu saçmalıkları tenis maçı gibi izlemekten ve sıkılmaktan sıkılmadık mı?

6 Aralık 2009 Pazar

Lütfen bırakın artık! Fenerbahçe'nin haklarını savunamadınız, gündem değiştirmeyin!


2006 yılı Mayıs ayı. Denizlispor karşısında 1-1 lik sonuç ve kaybedilen şampiyonluk. Maçtan üç gün sonra Aziz Yıldırım'ın istifasını ve gerekçesini açıkladığı yazı.

2009 yılı Aralık ayı. Eskişehirspor karşısında 2-1 lik sonuç ve üst üste kaybedilen 3. lig maçı. Maçtan hemen sonra Aziz Yıldırım'ın "kulüpler birliği başkanlığı" görevinden istifasını ve gerekçesini açıkladığı yazı.



Sayın Aziz Yıldırım, 2006 ve öncesinde Fenerbahçemizin hakemler ve federasyon tarafından çok sayıda maçta hakkı gasp edilmiştir.

Sayın Aziz Yıldırım, 2006 ve sonrasında da Fenerbahçemizin hakemler ve federasyon tarafından çok sayıda maçta hakkı gasp edilmiştir.

Sayın Aziz Yıldırım, Fenerbahçe kulübüne sportif ve sosyal tesisler kazandırmak takdir edilecek bir durumdur. Fenerbahçe kulübünü maddi açıdan rahatlatacak projelere imza atmak ve hayata geçrimek takdir edilecek bir durumdur. Fenerbahçe'nin haklarını savunamamak, şampiyonluğunun gasp edilmesini "istifa" ederek karşılamak ACİZLİKTİR, KABUL EDİLEMEZ!
Fenerbahçe'nin haklarını savunmaktan sizi GERİ BIRAKAN BİR MAKAMDA 18 AY GEÇİRDİĞİNİZİ İTİRAF ETMEK kusura bakmayın ama resmen "Fenerbahçeliler başkanınız olarak sustum, hakkımız yendi gıkımı çıkarmadım" demektir. BU DURUM KULÜBE İHANET ETMEKTİR. Fenerbahçemizin haklarını hiç bir zaman savunamadınız. Sizin döneminiz karşı ittifakın güle oynaya Fenerbahçe ile dalga geçtiği dönemdir. Siz buna yol verdiniz, zemin hazırladınız. Şimdi çıkmış "Fenerbahçeyi nasıl savunacağımı herkes görecek" diyorsunuz. Nasıl savunamadığınızı 11 Yıldır defalarca gördük ! Kandırabileceğiniz milyonlarca Fenerbahçeli vardır. Ama biz kanmıyoruz. Fenerbahçeyi çakallara yem ettiniz, bunu içimize sindiremiyoruz. Lütfen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık görevinden istifa ediniz. 2006 dan bu yana hiç bir şeyi değiştiremediniz. Savaşamadınız. Haklarımızı koruyamadınız. Hep hedef saptırıp suçlular buldunuz. Ama aynaya bakmadınız. SUÇLU SİZSİNİZ SAYIN YILDIRIM. Lütfen bırakın ve gidin.